DOLAR %
EURO %
ALTIN %
BIST 100 %
BITCOIN %
Fazıl Say: Ben Türk’üm ve Türk gibi müzik yaparım

Fazıl Say: Ben Türk’üm ve Türk gibi müzik yaparım

Dünyanın en prestijli müzik ödülü Beethoven Ödülü’nü alan Fazıl Say, ‘Ben Türk’üm ve Türk gibi müzik yaparım” dedi. Avrupa ile Türkiye arasında köprü kurduğu için bu ödüle layık görülen Say’ın ödül töreninde takdir konuşmasını Can Dündar yapacaktı. Bu konuşma iptal edildi.

Dünya çapında ün kazanan piyanist Fazıl Say, “Ben bir Türküm ve Türk gibi müzik yaparım” dedi. Geçtiğimiz hafta sonu Almanya’da Uluslararası Beethoven İnsan Hakları, Barış, Özgürlük,Yoksullukla Mücadele ve İçselleşme Ödülü’nün sahibi olan müzik adamı, Deutsche Welle’ye yaptığı açıkamada, Batı tarzında bestelediği eserlerinde Türk müziğinin etkilerinin olduğunu söyledi. Bu yüzden köprüler kuran bir müzisyen olarak bilindiğini anlatan Say şöyle konuştu: “Eserlerimde sık sık şehirlerden esinlenirim. Örneğin ‘İstanbul Senfonisi’ gibi ‘Dört Şehrin Sonatları’ndan Sivas, Bodrum, Hopa, Ankara’dan esinlendiğim gibi veya Mezopotamya Senfonisi gibi. Şairlerden esinlendiğim de oluyor. Şair Nazım Hikmet için bir oratoryo yazdım. ‘İlk Şarkılar’ adlı eserde ise Metin Altıok, Cemal Süreyye ve diğer şairlerden esinlendim. Bu tür eserler her yerde başarılı oluyor. Bir Orta Avrupalı, Hollanda veya Avusturyalı gibi müzik yapmak yanlış olurdu. Ben Türk’üm ve Türk gibi müzik yapıyorum.”

HAYATIM, KÜLTÜRLER ARASINDA ANLAYIŞIN HAKİM OLMASI ÜZERİNE KURULU

Say, müziğin kültürler arasında anlayışa katkıda bulunduğunu söyledi. Kendi hayatının da bunun üzerine kurulu olduğunu anlatan müzisyen, Türkiye’nin birçok şehrinde, hatta köyünde Mozart, Beethoven ve Chopin’in eserlerini icra ettiğini, buna karşılık yurt dışında da klasik müzik dalında tanınan az sayıdaki müzisyen arasında yer aldığını kaydetti.

GERÇEK İSTANBUL’DAN HAYALLERİMİZDEKİ İSTANBUL’A KAÇIYORUZ

Fazıl Say, eserlerindeki İstanbul ile gerçek İstanbul arasındaki farka da değindi. Geçen yüzyıllarda oluşan ve onyıllarca öncesinde hala izleri olan romantik ve nostaljik İstanbul’un artık var olmadığını söyleyen piyanist, bu şehrin artık 16 milyonu geçen nüfusu ve çoğu site ve apartmanlardan oluşan çevresi ile çirkin ve stresli bir beton şehre dönüştüğünü ifade etti. Say şöyle devam etti: “Biz sanatçılar, eski yalıları, kayıkhaneleri, konakları, resimleri gördükçe imreniyor ve stresli ve betonarme İstanbul’dan geçmişe kaçmak istiyoruz. Aslında kaçabileceğimiz tek yer hayallerimiz oluyor.”Fazıl Say şu an 2019 yılında bitirmeyi planladığı bir opera üzerinde çalışıyor. Bunun yanı sıra çalıştığı senfonik eserler de var.

CAN DÜNDAR TAKDİR KONUŞMASINDAN VAZGEÇTİ

Say, Beethoven Akademisi tarafından verilen ve müzik dünyasının en prestijli ödülü olarak bilinen Beethoven Ödülü’nü Bonn’daki Kreuzkirche adlı kilisede aldı. Törende Can Dündar’ın takdir konuşmasını gerçekleştirmesi bekleniyordu. Ancak Dündar, Türkiye’deki siyasi gelişmelerin odağındaki tartışmalı isimlerden biri haline geldiği gerekçesiyle bu konuşmayı yapmaktan vazgeçti. Beethoven Akademisinin açıklamasına göre Dündar, törenin merkezindeki kişinin Fazıl Say olması gerektiğini düşündü. Akademinin başkanı Thosten Schreiber, olası protestolara boyun eğdiklerinden dolayı bu kararı vermediklerini, güvenliği sağlamak bakımından problemlerinin olmadığını dile getirdi.Say’a ödül verilmesinde Avrupa ile Türkiye arasında diyalog kurulması yönünde gösterdiği çaba rol oynadı. Fazıl Say, müzik eğitiminin önemli bir bölümünü Almanya’da özel burs kapsamında aldı.Akademinin ilk ödülü geçen yıl Jarmuk Mülteci Kampı’nda harabeler içinde piyano çalan ve ardından Almanya’ya iltica eden sanatçı Aeham Ahmed’e verilmişti.